Kayıtlar

Notralizm'e dair...

 Nötralizm-1 Şimdiye kadar ideal olmayan araçlar kullanıma sunuldu. Çevreye çok kir bırakan otomobiller, trenler, kamyonlar, kömür sobaları, santralleri vb. Aynı paralelde de Kirli Rejimler ve Demokrasiler! İnsan bilinci ve bütünlüğünü de kirletip kullanıma sundular! Kirletilmiş İnsan, Kirli araçlar ve rejimlerle bugünlere kadar getirildi! Eski Alışkanlıkları kullanan oligarşiler, bu sürecin getirisi ile çok zenginleşmelerinin bilinci ile aynı süreci din boğmacasına tutarak evrensel sömürüyü inşa etmekteler! Tüm fetvaları sömürü üstüne değil, Cennette ne gibi b...yiyecekleri üstüne ütopik safsatalarla... İnsanlığın en gizemli duygularını palazlayarak işgal etmişlerdir! Nötralizmin eleğinden bu gibi aşağılık sömürüler geçemez. Ve İnsanın yer yüzü kozmik yasaların farkında olması ile uyaracak bir bilgelikle huzurlu nefes almaları sağlanacaktır! Nötralizm Aydınlık gün yüzünü tüm yaşamlara gösterecek, yol verecektir! Halk düşmanı kan emicilere fırsat vermeyecektir. Bu yoksunluğa zaten gere

İnsan ve Doğa...

 ….Ve İnsan doğanın kendisidir. İnanmak ve ibadet İnsan eyleminde gizlidir. Doğanın ve İnsanın dengesi evrensel bir zorunluluktur. Doğa yasaları hiçbir kitapla “yırtılamaz”. Doğanın bağrında yaşamını sürdüren insanlık, yaşamın bağrında sonsuzluğa doğru yol alır. “İnsan” bu isimle akışı sonsuz değildir; yaşam sonsuzdur ama, İnsanlık değil! Başka Canlılar ve organizmalar bu yaşamın sonsuzluğunda “iktidar “ olabilirler. İnsanlığı yenebilirler, doğanın öz seçimini kazanıp “AKTÖR” olabilirler; bu mümkündür, tüm canlı adaylar için… Yakın zaman içinde aldığımız bilgilerle uzay boşluğunda yaşayabilen canlılar olduğu tespit edildiler; "Deniz ayısı" olarak da bilinen boyu en fazla iki milimetreyi geçmeyen 8 ayaklı omurgasız minik hayvancık "tardigradlar", uzay boşluğunda ve radyasyonunda hayatta kalmayı başardılar..”Akıllı olmak” sadece insana musallat değil, evrimsel akışın içinden ne yarışlar kazanılacak sezinleye biliyoruz! Doğa yasalarının her halini içselleştirmiş ve içi

Yüksek binalar kirli elektirik alanı kanserojendir! Dikkat!

 Yaşadığımız Şehirlerin total kirlilik oranı ile, yaşadığımız bina ve evlerimizin EMA-Elektro manyetik Alan ve Elektrik Alan kirlilikleri üst üste binerek bizi tamamen kuşattılar. Yüksek binaların katları, ofisleri, daireleri arasında bu kirlilik rahatlıkla paylaşılır. Duvarlar sizleri yanıltmasın, elektro manyetik alanlar mevcut binalarımızın duvarları arasından rahatlıkla geçerler. Komşunuzun elektrikli cihazlarla yaptığı tüm faaliyetler uzaklığı oranında sizlerin dairenizi, ofisinizi etkiler!.Yüksek binaları, AVM’leri Ve Fabrika gibi çok karmaşık binalar; elektrik kabloları; zayıf akım alçak gerilim- orta ve yüksek gerilim kabloları, bu kabloların beslediği tüm cihazlar, makineler, motorlar ve her türlü akım çeken üniteler bina içerisinde yüksek bir “kirli elektrik alanı” oluştururlar. Ayrıca aydınlatma armatürlerinin yaymış olduğu titreşim ve ısıları (bilhassa ekonomik floresanların güçlü titreşimleri) insan organizması üzerinde oldukça zararlı etkileri biliniyor ve Dünya sağlık ör

İstanbul... Çıkamıyorum

 Kim gidebilir bu şehirden Kim/ARKADAŞ Battıkça boğuluyorum derken Gıdıklıyor bu şehir Dağılıyorum arkadaş Toparlanamıyorum acı tatlı değil ama Limon gibi ekşi-sarı Yani ateşin sarısı. Yanıyorum.. Koridor boyu Üçyüz altmış derece Heyecanlı ve şaşkınım şehri nevizade’de Turşu tadında İstanbul iştahlanıyor Mezeler çiçek bahçesi gibi sulanıyorum.. Kalabalıkları anladık ama Rakılar ne güzel de martılar gibi Kanatlanıyor Şerefe… Ve dünya ya boyanmış yedi kıta Yedi renk İstiklal de Baştan başa her derde deva Gizli bir AŞK Aşağı yukarı Başımı döndürüyor.. Girdikçe çıkamıyoruz Bu şehirden A l ı ş ı y o r u z.. Koşuyoruz bir baştan bir başa Esir kamplarında saniyelere dolanmış Esirleriz/ soluk soluğa İniyoruz metrolara. Savaşa gider gibi patlamış yüzlerle Tıklım tıklım/kavgalı/itiş tıkış Metrobüsler doluyoruz Nefesim tutuluyor Boğuluyoruz.. Kim hangi kötülüklere batmış olsak da Zaten kötü bizler değil miyiz. Ama coşkun ve hüzünlü Kahkahalarla katılmış her türlü halimizle Darma dağın İstanbul la

Aşkı, arzuyu, zevki ve sevişmeyi..Anlamak!

 Anlamadığımız şeyler için kavgalar çıkarırız; aşkı, arzuyu, zevki, (namus bilgisi)..vb duygularımızı anlamadığımızda öfke duyarız, saldırırız, sahiplenir, "onun için namusumu te.....deriz!" Anlamak, direnmeyi boşa çıkarır..Arzuyu anlamadığımızda küçük hesaplara kapılır yaşamımızı ne hallere getiririz! Böylece hayatımız, bilinmez korku ve karanlık köşelerle dolu sıradan bir yaşama dönüşür! Arzuyu anlamalıyız, "yaşamak değil", anladığımızda yaşarız zaten. Eğer arzuyu öldürürseniz felç olursunuz. Arzu, yaşamın ve aşkın temelidir. Bir gün batımını seyretmeniz güzel bir arzudur ama, gün batımına sahip olamazsınız, ona sahip olma arzusu boş şeylerdir, acı bırakır. Bir ağaca, çiçeğe, bir dağa baktığımızda ondan zevk duyarız ama yerinde bırakır gideriz. Sevgilimizi, eşimizi ve her kimi seviyorsak aynı boşluklar bilgeliğini bırakarak... Aşkın da temeli arzudur. Anlayarak, sahiplenmeden sevmek, ağaçların bir birlerine sahip olmadığı bir düşle ama, birlikte bir orman derinliğ

Ömür dediğimiz...dinle bak çocuk!

 Ömür 24 saattir. Sabah, çocukluğu; Öğle, delikanlılığı; Akşam, ihtiyarlığı yaşarsın. Sen o gün, Bir ömür yaşarsın Çocuk. bu gün sana yarınlar hayata aittir. Haa..bir de Gece'n var ya O gece! Dırdır sız ve hesapsız attın mı, Kadını yatağa; Samanyolu galaksisi sarıp sarmalar, Göktaşları düşer bağrına, çatırdar Ve avuçlarının içinden nice Yıldızlar kayar.. İşte sen cenneti bir gecede Yaşarsın Cennet.. kadınların y..ete(ne)klerinde gizlidir! çocuk. Dudaklarında çiçekler Bağrından melekler Gözlerinden şimşekler salarsın! İşte sana bir ömür Çocuk Tam 24 saat... Yarınler yok Sadece bugün var İyi günler İyi geceler İyi aşklar Çocuk… Kalenderce..24-08-2014 Üsküdar,İstanbul

Doğal yaşam alanımızın yağmalanması...

  İnsanlığın biriktirdiği güzel soluklu hayatlar ve doğal yaşam alanı, kontrolsüz güçler ve dogmatik din tacirleri tarafından yağmalanıyor! Tarihsel, milyonca acılar ve eziyetlerin altında yaşamını bu güzel soluklu hayatlar için veda eden yüreklerin ruhları acıyarak.. Bu vicdanlı Yüreklerin emeği ile nefes bulan güzel yaşamlar solumaya başladı, ağlıyor.. Yağmalanıyor.. Sistemin sakatladığı kırılgan çoğunluk, kendini sakatlayan ve tüketen oligarşinin "iktidarlığını" yapan ele başlarını! yine iktidara taşıyarak.. Kendini boşaltan ve enerjisini bir üst oligarşiye teslim eden İnsanlar, gerçek suçluları bulmaktan acizler. Bulacak ne bilinçleri, ne de bilinçlenecek bir gelecekleri var.. Bu ağır cehaletin getirisi, ileriye dönük daha yıkıcı bir hal alacak şekilde genişliyor. Kendi suçlarının ayırdımına varamayan bu cehalet, hep bir "karşı düşman" yaratarak şiddetini sürdürmekten gözünü bile kımıldatmıyor.. Bunların cenneti, bu dünyayı cehenneme çevirmeye yemin etmiştir!! B